28 Aralık 2010 Salı
Ranocchia oldu, Alexis Sánchez Sırada
Sezon başı bonservisinin yarısı alınan Ranocchia'nın, Samuel'in sakatlanmasından sonra Inter'e gelişi erkene alındı.Lucio'yla birlikte iyi bir ikili oluşturması beklenen 22 yaşındaki stoper, 1,98'lik güçlü fiziğinin yanında yerden de fena değil.Bonucci'nin Juve'ye kaptırılmasından sonra Italya'nın bir diğer genç savunmacısının alınması takımdaki Italyan oyuncu sayısının artması yönünden de önemli.Savunmanın ardından orta sahaya ve hücumada takviye yapılmasının şart olduğu gerçeği ortada olunca Real'de sakatlığı nedeniyle oynamayan Kaká ve Inter'e cuk oturacak olan Alexis Sánchez'le de görüşmeler başlandı.Kaká'yı alarak Milan'dan Ibra'nın rövanşını almak Moratti'nin aklının bir köşesinde daima kalacak.Ancak genç Şili'linin alınması hem takımın temposu hem de geleceği açısından çok daha iyi olacaktır.Sánchez hızı, rakibi hırpalayan çalımları, kısa boyuna rağmen gücü ve mücadeleden yılmayan futboluyla aranan kan olacaktır Inter için.
25 Aralık 2010 Cumartesi
Leonardo
Benitez'in koltuğunu Leonardo devraldı.Onu önce Paris St. Germain, daha sonra Milan'daki göze hoş gelen futboluyla tanımıştık.98 Dünya Kupasında Brezilya kadrosununda önemli isimlerindendi.2003'te Milan formasıyla kariyerini tamamladıktan sonra aktif Milan yöneticisi olarak çalışan Leo, Kaká ve Pato'nun Milan'a kazandırılmasında başrol oynamıştı.Geçen sezon Ancelotti'nin yerine takımın başına geçip sezona çok kötü başladıysa da daha sonra toparlanıp özellikle iç saha maçlarında iyi futbol ve bol gollü maçlar izletmişti.Gailliani ve Berlusconi'nin aldığı kararla kapı önüne konuldu sezon sonu Leonardo.Inter'in başına geçmesi de en çok bu ikiliyi şok edecektir.Aldığı felsefe eğitiminin de yardımıyla insani ilişkileri hep üst düzeyde olan Leonardo'nun Inter'de oyuncularla ilişkisinin Benitez'den daha iyi olacağı kesin.Genç, yetenekli Brezilyalıların bulunup alınması için de büyük avantaj olacaktır.Ancak teknik direktörlük kariyerinin hala çok başlarında olan eski Milanistanın Inter'in başına geçmesi nereden bakılırsa bakılsın büyük kumar Moratti için.1 aylık transfer sürecinde alınacak isimlere bağlı olarak ligin ikinci yarısında göstereceği performans belirleyecektir Inter'deki geleceğini.Bir de hızla toparlanan Bayern'i Şampiyonlar Ligi'nde saf dışı bırakma görevi var önünde.
23 Aralık 2010 Perşembe
Beklenen Son
Gösterdiği felaket performans sonrası Inter'i bir hayli sarsan Benitez sonunda kovuldu.Mourinho gibi bir isimden sonra Valencia, Liverpool gibi bir gömlek küçük takımların adamını Inter'in başına getirmenin büyük hata olduğuda kanıtlandı bu 6 ayda.Üstelik Liverpool'dan da başarısızlığı sebebiyle ayrılmışken kupa canavarına dönüşmüş bir takımı devralması büyük şanstı Benitez için.Ancak daha transfer döneminde ille de Kuyt diye tutturarak vizyonunu gösterdi Rafa.Neyse ki yönetim onun bu isteğine uymadı da çöpe para atılmamış oldu.Ligde hiçbir zorlu maçı kazanamayan, deplasman karnesi felaket olan Benitez için bardağı taşıran son damla 3-0 kaybettiği Werder maçı sonrası kazanması gerekilen bir maç olmadığını açıklamasıydı.Gruptan 1. ve 2. çıkmanın farkını dahi süzemeyen bir teknik adamın Inter'de daha fazla kalması düşünülemezdi zaten.Hiçbir emeğinin olmadığı Dünya Kulüpler Kupası'nın kazanılmasından sonra cesaretini toplayıp ya 4-5 transfer yaparlar ya da giderim diyen İspanyol hakettiği tekmeyi resmi olarak bugün yedi.Bu takımdan üstüste 2 şampiyonluk kazandıran Mancini gönderildi, UEFA Kupası'nı kazandıran Luigi Simoni gönderildi ki Mourinho'nun mirasıyla kupa alan Benitez'in yaptığı bu gider karşılıksız kalamazdı.8 milyon euro tazminatı cebine koyacak olan İspanyol çalıştırıcı bundan sonra büyük ihtimalle ya Liverpool'a geri döner ya da daha da küçük ölçekli bir takımın başına geçip Anadolu takımı zihniyetindeki futboluyla oralarda Charity Shield - Community Shield için çırpınır.Ancak uzunca bir süre büyük takımların kapısının önünden geçemez.Benitez'den boşalan Inter koltuğu içinse şu anda en büyük aday geçen sezon Milan'ı çalıştıran Leonardo.
21 Aralık 2010 Salı
Cassano Milan'da
19 Aralık 2010 Pazar
Dünya Şampiyonu Inter
Açıkçası kolay oldu.Yarı finalde Asya Şampiyonu Seongnam'ı 3-0'la geçen Inter, finalde Afrika Şampiyonu Mazembe'ye de aynı tarifeyi uyguladı.İki ekibinde Avrupa Şampiyonunu zorlamaktan çok uzak olduğu gerçeğinin yanında, motive olmuş Inter'in Mourinho'lu dönemi hatırlattığı da görüldü.Finalde Pandev'in erken golüyle öne geçildi.Makedon forvet bu sezon ilk kez çok iyi oynadı.Motta'nın takıma dönüşü topa hakim olma yüzdesini yükseltti doğal olarak.Cambiasso'nun ön alandaki presiyle başlayan Eto'o'yla sonlanan ikinci golde de sakar Mozembe savunmasının ve çakma Taribo West kılıklı, tikli kalecinin yapabileceği birşey yoktu.Biabiany'nin de Inter formasıyla ilk golüne kavuştuğu maçın sonucunda bu sezonki 5. kupa kaldırıldı.Samuel Eto'o turnuvanın en iyi futbolcusu seçildi hakettiği biçimde.
Bir senedir Barca'nın formasında taşıdığı armayı almak güzel olacak.Ancak umarım bu başarı ara transfer döneminin es geçilmesini sağlamaz.Zaten maç sonrası Benitez'in başarı için en az 3 transferi şart koşmasıda bunun kanıtı.Şimdi lige dönme zamanı.
Bir senedir Barca'nın formasında taşıdığı armayı almak güzel olacak.Ancak umarım bu başarı ara transfer döneminin es geçilmesini sağlamaz.Zaten maç sonrası Benitez'in başarı için en az 3 transferi şart koşmasıda bunun kanıtı.Şimdi lige dönme zamanı.
13 Aralık 2010 Pazartesi
Pause # 47
Vincent:So you never wanted a regular type life?
Neil:What the fuck is that? Barbeques and ballgames?
Vincent:Yeah.
Neil:Regular type life, like your life?
Vincent:My life? No.. no, my life's a disaster zone. I got a stepdaughter so fucked up because her real father's this large-type asshole. I got a wife, we're passing each other on the down-slope of a marriage — my third — because I spend all my time chasing guys like you around the block. That's my life.
Neil:A guy told me one time, "Don't let yourself get attached to anything you are not willing to walk out on in 30 seconds flat if you feel the heat around the corner." Now, if you're on me and you gotta move when I move, how do you expect to keep a... a marriage?
Vincent:That's an interesting point. What are you a Monk?
Neil:I have a woman.
Vincent:Yeah, what do you tell her?
Neil:I tell her that I'm a salesman.
Vincent:So, if you spot me comin' around that corner...You just gonna walk out on this woman? Not say good-bye?
Neil:That's the discipline.
1:27:05 - Heat (1995)
The American
Klip yönetmenliğinden gelen Hollandalı Anton Corbijn'in yönettiği ''The American'' kiralık katil rolündeki Clooney'in sürüklediği bir film.Jack (Clooney) alışık olunmadığı üzre kendisine kız arkadaş edinmiş, sonucunda da nedenini bilemediğimiz ve film boyunca öğrenemediğiz şekilde İsveçliler tarafından saldırıya uğramıştır.Patronu Pavel tarafından İtalya'da Castelvecchio adlı bir kasabaya saklanması ve Mathilde isimli başka bir suikastçiye silah yapması için yollanır.Demirden, silahtan iyi anlayan Jack bir yandan dürbünlü tüfeği yaparken diğer yandan kendisini orda da bulan İsveçlilerle uğraşır.Asosyal ve yalnız bir hayat süren Jack, gittiği randevu evinde tanıştığı güzel fahişe Clara'yla samimiyeti ilerletince patronunun hışmına uğrar ve yaptığı silah üzerinde denenmek ister.İtalya'nın güzel doğa görüntüleri ve Clooney'in soğuk bakışlarıyla hakkını verdiği rolünün (özellikle finalde vurulduktan sonraki direksiyon başındaki hali) dışında fazla bi numarası olmayan film, kurallarını yıkanın ve silahla yaşayanın mutlu olamayacağı klişesiyle sona eriyor.Aksiyon sahnelerine gerekli özen verilmemiş hatta vurulma sahnesindeki mantık hatası da can sıkıcı.Clooney için izlenir mi? İzlenir, daha sonra takasa verilir.
16. Hafta: Bu O'nun Ligi
Inter'in Dünya Kulüpler Şampiyonası için Abu Dhabi'de bulunup boş geçtiği haftada lider Milan Bologna deplasmanında puan farkını biraz daha açtı.Aslında değişen hiçbir şey yok.Yine Ibrahimovic, yine galibiyet Milan için.Hafta içi Allegri'nin dinlendirmek için yedek oturttuğu İsveçli'den mahrum Milan'ın hücum yapamadığı Ajax karşısında görüldü.Ibra bu kez onbirde başladı ve yoktan yarattığı pozisyonda Boateng'e müthiş bir gol attırdı.Robinho'yla ikiye çıkan fark, tıpkı geçen haftaki gibi Ibrahimovic'in golüyle 3-0'a bağlandı.Moggi'nin dediği gibi belki de Milan Ibrahimovic'i sezon başı transfer ederek şampiyonluğu kazandı.Çünkü dev İsveçli 2003-04 sezonundan başlayarak bütün sezonları şampiyon olarak tamamladı.(Ajax, Juventus, Inter, Barcelona formalarıyla).İyi bildiği İtalya'da da durdurulması pek mümkün gözükmüyor.
Allegri, Pato'nun yokluğunda Ibra - Robinho - Boateng üçlüsünü hücuma yerleştirdi.Prince Boateng enerjisiyle hücumun yanında, Milan'ın yaşlı orta sahasına da yardım ederek takımın nefes almasını sağıyor.Hafta içi Ajax karşısında ıslıklanan Ronaldinho'nun oturan Milan onbirine girmesi ise artık çok çok zor.Haftanın bir diğer önemli maçında Juve zorda olsa Lazio'yu geçmesini bildi.Maç berabere bitecekken 90+4'te Krasic'in vurduğu topu içeri tokatlayan Muslera Torinoluları sevindirdi.Juve'de genç Sorensen'in performansı umut verici.Orta sahada Melo geçen sezonun aksine her maç üstüne koyarken takımın en büyük kozu, en önemli transferi Krasic.Devre arasında forvet ve solbek transferi yapabilirse iddaalarını sürdürürler.Hafta içi Sicilya derbisinde Palermo'yu son saniyede geçen Napoli, zorlu Genoa deplasmanından da galibiyetle dönerek 30 puana ulaştı.Onlarında devre arasında yapacağı bir-iki önemli takviyeyle ikinci yarı Şampiyonlar Ligi potasında kalmaları olası.
Allegri, Pato'nun yokluğunda Ibra - Robinho - Boateng üçlüsünü hücuma yerleştirdi.Prince Boateng enerjisiyle hücumun yanında, Milan'ın yaşlı orta sahasına da yardım ederek takımın nefes almasını sağıyor.Hafta içi Ajax karşısında ıslıklanan Ronaldinho'nun oturan Milan onbirine girmesi ise artık çok çok zor.Haftanın bir diğer önemli maçında Juve zorda olsa Lazio'yu geçmesini bildi.Maç berabere bitecekken 90+4'te Krasic'in vurduğu topu içeri tokatlayan Muslera Torinoluları sevindirdi.Juve'de genç Sorensen'in performansı umut verici.Orta sahada Melo geçen sezonun aksine her maç üstüne koyarken takımın en büyük kozu, en önemli transferi Krasic.Devre arasında forvet ve solbek transferi yapabilirse iddaalarını sürdürürler.Hafta içi Sicilya derbisinde Palermo'yu son saniyede geçen Napoli, zorlu Genoa deplasmanından da galibiyetle dönerek 30 puana ulaştı.Onlarında devre arasında yapacağı bir-iki önemli takviyeyle ikinci yarı Şampiyonlar Ligi potasında kalmaları olası.
4 Aralık 2010 Cumartesi
Lazio 3 Inter 1: Çaresizlik
Yine takımın yarısından çoğunun eksikliğiyle yine kaybedilen bi deplasman oldu Lazio maçı Inter için.Benitez'in 4-4-1-1'i gol bulmanın sadece Lazio'nun yapacağı hatalara bağlı olacağının göstergesiydi.Daha çok isteyen, öne oynamaya çalışan Lazio'da ilk önce Mauri'yle net golü kaçırdı, ardından karambolde Biava'yla golü buldu.Eto'o ve Milito'nun olmadığı hücum hattında Pandev gol atmasına rağmen yokları oynarken, Biabiany'ye Inter formasının ağır geldiği gözüktü yeniden.Muntari denen işe yaramazdan medet uman Benitez hatasının bedelini Ganalı'nın berbat oyunuyla ödedi.Maça defansın sağında başlayan yetenekli genç Natalino 52. dakikaya kadar Zarate'ye adım attırmadı ancak golde topu sektirince morali bozuldu ve oyundan düştü.Muntari'nin yerine oyuna giren Alibec hiç değilse ayağında top tutmaya çalışarak etkili olmaya çalıştı.Lazio Hernanes'in önderliğinde orta sahada kurduğu üstünlüğü ani ataklarla da maç boyu devam ettirerek hakettiği galibiyeti aldı yıllardır yenemediği rakibine karşı.Inter bir kez daha yazın yapmadığı transferlerin cezasını öderken bugün çıkacak muhtemel bir Milan galibiyeti sonrası şampiyonluk umutlarını çok çok zora sokmuş oldu.
30 Kasım 2010 Salı
Pause # 46
Acımasızlar: 5 - 0
Gerçekten beklediğimize değdi El Clasico.Futbol resitali verdi Barca.Dünyanın açık ara en iyisi olduğunu gösterdi.Ezdi geçti Real Madrid'i.Daha 5. dakikada Messi'nin müthiş vuruşu direkten döndü.Mourinho'nun Benzema, Di Maria, Ronaldo, Özil gibi sadece hücum etmeyi bilen 4 futbolcuyla Barca'yı çökertme planı elinde patladı.Mourinho'ya karşı extra motive olan Barcelona'nın bir takıma neler yapabileceği görüldü dün gece.Sağ kanatta Pedro, sol kanatta Villa karşılarındaki Marcelo ve Ramos'u perişan ettiler.Busquets ilk yarı boyunca tek top kaybı yapmadan oynadı.Xavi, Iniesta bilindiği gibiydi.Bu maç için çok hafif kalan Khedira ve Mesut'un yanı sıra sürekli ağır kalan Alonso'ya karşı Barca orta sahası istediğini yaptı maç boyunca.Real defansı öne çıkıp rakibi sıkıştırmaya çalıştığında sürekli arkaya top attılar.Messi'nin kale önünde fazla dolaşacağını düşünen Real'e Arjantinlinin sürprizi geriye çekilip attığı müthiş paslar, Villa'ya yaptığı asistler oldu.Mourinho'nun orta sahaya Lass takviyesi falanda fayda etmedi.İkinci yarı 4-0'ı yakalayan Barcelona en iyi bildiği işi yapıp topu müthiş dolaştırmaya tekrardan başlayınca Real'in işkencesi büyüdü.Çaresizlikten atılan kasti tekmeler, gole giderken elle kesilen pozisyonlar hakemin Real'e acımasıyla sarı kartla geçiştirildi.Bu Real Madrid için dünkü maçta sevinecekleri tek nokta olmalı.Çünkü 60'lı dakikalarda çıkacak muhtemel kart maçın rahatça 9'a 10'a gitmesini sağlardı.Bojan ezdiği topların sonunda nihayet bir işe yarayıp Jeffrén'e golü attırdı da 5-0 tokatı Real'e yetti.Maç sonunda insanlıktan çıkan Ramos'un attığı tekme Madrid'li futbolcuların bozulan psikojilerini gözler önüne serdi.Aldığı tekme sonrası hafif sekerek oyundan çıkan Messi'nin gülümsemesi aradaki büyük farkı gösteriyordu.Bu maç sonrası Real Madrid ne yaparsa yapsın Barca'nın gerisinde olduğunu bilecek.Barcelona ise başına büyük bir sakatlık veya şanssızlık gelmezse bu istekle oynadığı takdirde ortalığı yakıp yıkmaya devam edecek muhtemelen.Peki bu maçı gördükten sonra kim Spor Toto Süper Lig için para ödeyip, maç izleyecek o da ayrı bir konu.
29 Kasım 2010 Pazartesi
En İyi Kim!
Tüm dünyanın beklediği maça iki saatten az kala her futbol izleyicisi gibi bende de heyecan artmakta.Maçın her seneki buluşmalardan farkı iki takımın şu an açık ara dünyanın en iyi, en formda iki takımı olması.Inter, Milan, Chelsea, Manchester hepsi bu iki takımın gerisinde bu sezon.Dünyanın en iyi iki futbolcusu Messi, Ronaldo kapışmasının yanında Xavi-Iniesta'lı Barca'ya karşı nihayet kafa tutacak bir kadro yakalayan Real ve özellikle Mourinho'nun da bulunması bu maçı unutulmaz kılacak.Aklımdan 2-1 Barca galibiyeti geçmekte.
Günün Sözü
27 Kasım 2010 Cumartesi
Pause # 45
25 Kasım 2010 Perşembe
Nihayet Galibiyet
İki devrenin de benzer şekilde geçtiği bir maç oldu.Her iki devrenin ilk 25 dakikası önde baskı, pres sonucu gelen topa hakim olma ve yakalanan pozisyonlar.Kalan 20 dakikada rakibin gelen pozisyonları.Milito'nun yokluğunda Pandev'i hücumun ortasında deneyen Benitez için alınacak kötü sonuç kovulmak demekti muhtemelen.Maçta sık sık gerginliği yüzüne yansıyan İspanyol teknik adam ve üzerindeki Demokles'in kılıcı Moratti görüntüye geldi.Defansta Milan maçından sonra birkez daha Materazzi'yi kullanarak iyice risk alan Benitez, Matrix'in sırıtması sonucu sıkıntılı dakikalar geçirirken, takımın kaleyi 25'ten fazla yoklaması olumlu işaretlerinden biriydi.Biabiany nihayet olumlu bi futbolla pozisyonlar yaratmayı becerdi yumuşak Twente savunması karşısında.Sneijder direkten dönen frikiği ve yararlanamadığı iki net pozisyonla şanssızlığını yine kıramayan isimlerden olurken, Pandev'in ne zaman gol atacağı hala merak konusu.Neyse ki Cambiasso önünde bulduğu topu güzel bir vuruşla ağlara yollayarak galibiyeti getirdi de Benitez'i şimdilik kurtardı.Esteban'ın golden sonraki sevinci tıpkı geçen sezon Chelsea galibiyetini getirdiği anları yaşattı.Kendine güveni kaybolduğu gözlenen takımın acilen transfer dönemini beklediği ortada.İlk yarının sonlarında verilen net pozisyonların golle sonuçlanmaması, maçın sonlarına doğru Landzaat'ın direği bulan plasesi korkulu rüya görmeyi ve muhtemel protestoları da şimdilik RAFA kaldırdı...
23 Kasım 2010 Salı
Son Aday Bielsa
Benitez'in felaket performansı sonrası koltuğuna her gün yeni adaylar gösterilmeye devam ediyor.Spaletti, Capello, Leonardo, Simeone'den sonra Arjantinli Marcelo Bielsa Inter Teknik Direktörlüğü için adı geçen son isim.Şili'ye Dünya Kupası'nda oynattığı müthiş, belki de aşırı cesur futbolla Bielsa herkesin beğenisini kazanmıştı.3 yıl Şili'yi çalıştıran Bielsa'nın favori sistemi 3-4-3.Bol paslı, sürekli atak yapmayı düşünen, kanat bindirmeleri ve bütün oyuncuların hücuma katılmasıyla İspanya'ya karşı bile saldırmıştı çokta üst seviye olmayan Şili kadrosuyla Bielsa.Takımdaki Arjantinliler de düşünüldüğünde iyi bir seçim olabilir Moratti için.Ama önce Benitez'in son demlerini de tüketip bu haftada kötü sonuçlar alması lazım.
Tuz, Biber
Pazar günü Chievo maçındaki tek olumlu şeyin Eto'o'nun attığı kafanın hakemin gözünden kaçarak kırmızı görmemesi olduğunu düşünmüştüm.Bugün bomba patladı, Eto'o'ya 3 maç ceza çıktı.Takımda kaleyi bulan tek adam 2010'da Inter formasıyla bir daha Serie A maçına çıkamayacak.(Dünya Kulüpler Kupası nedeniyle bazı maçları ertelenecek Inter'in)
22 Kasım 2010 Pazartesi
Kriz Devam Ederken
Oyun anlamında değişen hiçbirşeyin olmadığı deplasmandı Chievo maçı.Kısa süreli tempo sonucu Pandev'le yakalanan pozisyon direkten dönünce bu maçtan da istediğini alamayacağı anlaşıldı.Bir tek Pelissier defansı hırpalamaya yetti.Santon'un uyuduğu pozisonda kafayla golü de buldu Pelissier.Eto'o'nun Chievo'lu Cesar'a attığı kafa sonucu kırmızı görmemesi Inter'in şansıydı.İkinci yarıda kötü zemininde etkisiyle istediği pozisyonlara giremeyen Inter, tehlikeli kontralarla gelen Chievo mücadelesi devam etti.Benitez Nwankwo'dan, Alibec'ten, hatta sürgündeki Mancini'den bile medet umdu ikinci yarı ancak beklenen gol çok geç ve alışıldık bir isimden geldi.Müthiş solosunu plaseyle bitiren Eto'o.Bu mağlubiyetle lider Milan'ın 9 puan gerisine düştü Inter.Bu son 5 senedeki en kötü tablo.Ayrıca son 9 lig maçında 1'den fazla gol atamadı takım.Bütün bu olumsuzluk Benitez'in koltuğunu iyiden iyiye sallıyor.Moratti'nin devre arasına kadar sabredip sabretmeyeceği en büyük merak konusu şimdi İtalya'da.Inter puanları dağıtırken rakipleri hızla tırmanışa geçti.Juve Krasic'in etkili oynadığı maçta Genoa deplasmanından 2 golle döndü.Orta sahada Melo - Aquilani ikilisi iyice oturdu Juve'de, sağda Krasic, solda Marchisio ileride Quagliarella'nın da yeri garanti olacak bundan sonra.Kadroya yapılacak forvet takviyesi ve daha iyi kanat bekleriyle Buffon'un da dönüşü düşünülürse ikinci yarı tırmanışına devam eder Juventus.Napoli Lavezzi'nin müthiş oynadığı Cavani'nin gollerine devam ettiği haftada 4 golle kazanıp 3. sıraya tırmandı.
21 Kasım 2010 Pazar
Pause # 44
Ibra'nın Sırtında
Serie A'da 13. Hafta daha pazar maçları oynanmadan Milan'ın liderliğiyle geçildi.Elinde bu kadar büyük hücum potansiyeli bulunan bir takımın bu kadar kötü oynaması şaşırtıcı.Son maçlarda çift forvet arkası 4 sabit orta sahayla oynayan Milan adeta Ibra'nın eline bakmakta.Defans kurgusunu Nesta - Silva ikilisiyle sağlama alan Allegri yetersiz kanat bekleriyle çağdışı oyun anlayışıyla İsveçlinin yarattığı gollerle şu anda istediği yerde.Zlatan dün de Fiorentina karşısında şapkadan tavşan çıkarıp müthiş bi gol attı.Tıpkı Mancini zamanındaki Inter'i anımsatan Milan'ın Ibrakadabra'nın maç kaçırması durumunda nasıl hücum yapacağı şu anda muamma.Roma sakatlarının iyileşmesiyle ritmine girmiş durumda.Spaletti'nin mirası ayağa pas oyununu maçın büyük bölümünde hala sürdüren Roma; Menez, Vucinic, Borriello'nun sırayla rol aldığı maçlar sonucunda zirveye de yaklaşmış durumda.Greco ve Simplico'nun formayı kapması orta sahasına dinamizm getirdi.Tek sorunları güzel futbollarını henüz 90 dakikaya yayacak güçte olmamaları.
20 Kasım 2010 Cumartesi
Cop Out
Son zamanlarda artık alışılagelmiş hale gelmeye başlayan fırlama siyahi polis ile olgun beyaz polisin maceralarının anlatıldığı Cop Out basit konusunun yanında vasatın üstü esprileriyle sıkılmadan izleniyor.Seann William Scott'ın da kaçık bi hırsız rolüyle katkı yaptığı filmde Tracy Morgan'ın Monster Ball'daki Halle Barry taklidi görülmeye değer.
10. İsim Coutinho
Bu sezon revire dönen Inter kadrosunda son olarak Coutinho'nun da sakatlığı nedeniyle 2 ay oynayamayacağı açıklandı.Herşey kötü gidiyor, Benitez beklentileri karşılayamıyor hepsi tamam da bu kadar sakat oyuncu hangi takımda olsa o takımın etkilenmemesi imkansız.Sakat listemizden nerdeyse kadro yapmak mümkün: Julio Cesar, Maicon, Materazzi, Chivu, Motta, Mariga, Muntari, Coutinho, Milito.
4 Kasım 2010 Perşembe
Pause # 43
RESPECT: 70
Mourinho'ya ilk maç öncesi sorulmuştu.Pato, Ibrahimovic, Robinho, Ronaldinho gibi isimlere sahip Milan'ın hücum hattından çekinip çekinmediği.Jose'nin cevabı şaşırtıcıydı.''Hepsi tamam da Inzaghi oynarsa, başımız belada'' demişti.Dün adeta birkez daha kanıtladı bunu yaşlı kurt.Tüm kariyeri boyunca futbol stilinden hiç hoşlanmadım Inzaghi'nin.Adam geçemez, şut atamaz, tekniği göze hoş gelmez, fiziğiyle zorlayamaz.Ama ben bu kadar gole aç bir oyuncu görmedim.Maç seçmeyen, ne zaman oyuna girse - atsa her golde yaşadığı çılgınca sevinciyle akılda kalan bu adam, 37 yaşında hala birşeyleri kanıtlamanın mücadelesinde.Kilo almıyor, yavaşlamıyor, gol atma arzusu eksilmiyor.Sezon başı Barcelona'ya attığı golle ağızları açık bırakan Süper Pippo, dün Real ağlarını iki kez sarsarak Avrupa Kupalarındaki 70. golüne ulaştı ve Raul'la beraber zirveyi paylaştı.Gerçekten saygı duyulası bir adam Inzaghi.
Milan 2 Real Madrid 2
İki zıt karakterli teknik direktörün takımları arasında sadece fizik değil anlayış farkı da açıkça gözüktü.İşine kimseleri karıştırmayan Mourinho'nun Real'i, çalışan, araştıran, kazanmak için doğruları yapan ekipti.Berlusconi'nin kuklası görünümündeki Allegri ise yıldız isimlerine bel bağlamış, organize olamayan taraftı.Öyle ki geçen sezon Leonardo'nun 4-3-3'ünde hücumun solunda çok iyi maçlar çıkaran Ronaldinho, sezon başı Berlusconi'nin isteğiyle ikili forvetin arkasına geçtikten sonra, bu maçtan önce de yine Berlusconi'nin ''Real'i yenmemiz için Ronny'nin oynaması şart'' ikazını alınca hazır olmamasına rağmen apar topar sahaya sürüldü.Son maçlarda hiçte fena olmayan Robinho kesik yemiş oldu böylece.Evet Milan'ın hücumu Ronaldinho-Pato-Ibrahimovic isimleriyle kağıt üzerinde çok güçlü ancak Pirlo ve Gattuso artık 3 sene önceki oyuncular değiller.Bunun sonucunda her maçta tekrarlanan orta sahadan gerekli desteğin verilememesi, Chievo'ya, Catania'ya karşı dahi uzun süreli baskı kuramayan Milan'ın doğal olarak Real'e karşı da hakimiyeti eline alamamasını sağladı.Khedira ve Alonso'nun dönen tüm topları topladığı orta saha mücadelesini kazanan Real aradığı gole ilk yarının sonunda Higuain'le ulaştı.İkinci yarıda toparlanan Ibrahimovic'in etkisiyle biraz top tutmaya çalışan Milan'ın imdadına, ayakta duramayan Ronaldinho'nun yerine ortalığı karıştırsın diye giren Inzaghi yetişti.Gerçekten de bekleneni yaptı.Önce Ibrahimovic'in kötü ortasını Inzaghi telaşıyla elinden kaçıran Casillas'ın hatasını affetmedi.Daha sonra Gattuso'nun pasında ofsaytten ikinciyi attı.Golden önce de kendisine iki faul yaptırdı, tribünleri hareketlendirdi.Milan haketmediği galibiyeti alacaktı ki Mourinho sahne aldı.Oyuna soktuğu iki oyuncudan Benzema asisti yaptı, 94'te Leon eşitliği sağladı.Maçtan geriye kalanlar Real'in bu sezon sonuna kadar gidebilecek kapasitede olduğu, Milan'ın ise her kulvarda işinin çok çok zor olduğuydu.
3 Kasım 2010 Çarşamba
Pause # 42
MACHETE: Rodriguez&Mexico vs. America
Yıllardır sabit kötü adam rolüne yapışmış Danny Trejo'ya baş rol verip ondan kahraman yaratma fikri Grindhouse: Planet Terror'da iyi bi espri olarak kalmıştı akılda.TV'de gözüken Machete fragmanı klasik Amerikan aksiyonlarına göndermesiydi Rodriguez'in.Ancak bunu bütün bir filme yayma fikri ancak onun uçukluğunda bir yönetmenden beklenirdi.Başından
ne olduğunu belli eden film Trejo'yu halk kahramanı olarak alırken onun Amerika'ya ve sınır politikalarına karşı olan amansız ve absürd mücadelesini anlatıyor.Başta De Niro olmak üzere karikatürize edilmiş karakterlerle nerdeyse tüm Amerika nefretini sunan Rodriguez, tüm film boyunca elinde satırla dolaşan kahramanının bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle kendince tüm kalıpları altüst ediyor.Evet bu kez karizmatik Amerikalı yerine çirkin Meksikalı başrolde.Güzel kızları götüren, yeri geldiğinde onlarca kişiye karşı savaşan, belediye başkanının, hatta CIA'in kirli çamaşırlarını döken yine Meksikalı.Artık gittikçe sıkan Desperado numaralarını da filmin sonuna serpiştiren Rodriguez'in, bir yandan eğlenip, bir yandan para kazanması, bunun yanında olur olmaz her Amerikan karşıtı şeye alkış tutmaya meraklı sinema seyircisini de yanına alıp kendi ülkesinin milliyetçiliğini de yaparak amacına ulaşması iyi hoş kendi açısından tabiki.Ama iyi film izlemek derdinde olanlar için Kurtlar Vadisi, hatta yer yer Battal Gazi tadı veren iki saate yakın sabun köpüğü, Rodriguez'in kariyerinde umarım Sin City gibi başyapıtlar için para kazandığı filmlerinden biri olarak kalır.Ama Rodriguez bu, Machete'ye devam filmi yapıp abartabilir de.İsim aramasına da gerek yok bu kafayla ''Viva la Mexico'' deyip işin içinden çıkar.
ne olduğunu belli eden film Trejo'yu halk kahramanı olarak alırken onun Amerika'ya ve sınır politikalarına karşı olan amansız ve absürd mücadelesini anlatıyor.Başta De Niro olmak üzere karikatürize edilmiş karakterlerle nerdeyse tüm Amerika nefretini sunan Rodriguez, tüm film boyunca elinde satırla dolaşan kahramanının bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle kendince tüm kalıpları altüst ediyor.Evet bu kez karizmatik Amerikalı yerine çirkin Meksikalı başrolde.Güzel kızları götüren, yeri geldiğinde onlarca kişiye karşı savaşan, belediye başkanının, hatta CIA'in kirli çamaşırlarını döken yine Meksikalı.Artık gittikçe sıkan Desperado numaralarını da filmin sonuna serpiştiren Rodriguez'in, bir yandan eğlenip, bir yandan para kazanması, bunun yanında olur olmaz her Amerikan karşıtı şeye alkış tutmaya meraklı sinema seyircisini de yanına alıp kendi ülkesinin milliyetçiliğini de yaparak amacına ulaşması iyi hoş kendi açısından tabiki.Ama iyi film izlemek derdinde olanlar için Kurtlar Vadisi, hatta yer yer Battal Gazi tadı veren iki saate yakın sabun köpüğü, Rodriguez'in kariyerinde umarım Sin City gibi başyapıtlar için para kazandığı filmlerinden biri olarak kalır.Ama Rodriguez bu, Machete'ye devam filmi yapıp abartabilir de.İsim aramasına da gerek yok bu kafayla ''Viva la Mexico'' deyip işin içinden çıkar.
Serbest Düşüş
Haftalardır beklenen bir mağlubiyetti bu.Umarsızca geçirilen transfer dönemi sonunda takviye yapılmadan başlanan sezonun sıkıntılı geçeceği Atletico'yla oynanan Süper Kupa finalinde sinyallerini vermişti.Üstüste gelen sakatlıklarla özellikle orta sahada sorun yaşayan takım haftalardır idareten oynuyor açıkçası.Benitez'le Mourinho arasındaki en temel farkın ne olduğunu anlamak içinse geçen sezonki Inter ile bu sezonki Real'i izlemek kafi.Kazanma hırsı, her maça ayrı motivasyon, fiziki direnç ve mücadele coşkusu Milano değil Madrid semalarında esmekte artık ne yazık ki.Benitez'in daha çok ayağa oynama artısı da sabit fikirleriyle önemini yitirmiş gözüküyor şimdilik.Hala Santon yerine Chivu'da ısrar etmesi de kanıtı.Cagliari ve Genoa deplasmanlarında pek birşey oynamadan alınan galibiyetler sonrası Eto'o dışında konuşulacak pozitifliğin bulunamaması dünkü mağlubiyetin habercisiydi.Genoa'lı Mesto karşısında bile zor durumlara düşen Maicon'un, ilk maçın da yıldızı Bale karşısında rezilleri oynaması da sürpriz değildi.Gerçekten geçen sezon fırtına gibi esen Maicon'a ne oldu bu sezon.Afrika'dan döndüğünden beri kendisi değil silüeti var sanki sahada.Tüm kulvarı canavarımsı gücüyle kateden Douglas Maicon yaz döneminde Real'e gitme arzusunu belirtmişti.Maicon ve Milito'nun Real'e satılıp yerlerine Bale, Benzema, Schweinsteiger transferlerini isteyen Gabriele Oriali'nin 2001'den beri yürüttüğü görevinden ayrılması takımdaki iyi gitmeyen işlerin önemli noktasıdır bence.Yoksa ilk maçta 15 dakikalık bir tempoyla dağılan Tottenham'ın dünkü maçta son şampiyonu mağlup etmesi bu arızaların sonucu.Hızına yetişilemeyen Gareth Bale'in kuşkusuz geçen sezonki bildiğimiz Maicon'a bu kadar üstünlük sağlayamayacağı da diğer bir gerçek.Geçen sezon finale kadar uzanan toplam 13 maçta 8 gole izin veren savunma şimdiden 4 maçta 8 golü yemiş durumda.Hücum son maçlarda olduğu gibi Sneijder ve Eto'o'nun ayaklarına bakıyor.Bir türlü devreye giremeyen Biabiany, artık orta saha oynaması zor görünen Zanetti, inişli-çıkışlı performansıyla Lucio ve tıpkı Maicon gibi bu sezon tempoları düşen Milito ve Pandev'de düşünüldüğünde ara transfere kadar en az hasarla geçirmek lazım bu dönemi.Kadrodaki Muntari, Suazo, Mancini, Rivas gibi gereksizlerin temizlenip özellikle Şampiyonlar Liginde de faydalanabilicek Alexis Sanchez tarzı genç dinamik oyuncularla takviye yapmak gerekiyor kadroyu.Aksi halde geçen sezonki başarılar tatlı bir anı olarak kalacak.
23 Ekim 2010 Cumartesi
Pause # 41
Carlito Brigante: Somebody’s pullin’ me close to the ground. I can sense, but I can’t see. I ain’t panicked, I been here before.
Same as when I got popped on 104th Street. Don’t take me to no hospital, please. Fuckin’ emergency rooms don’t save nobody.
Sons of bitches always pop you at midnight when all they got is a Chinese intern with a dull spoon.
0:03:47 - Carlitos Way (1993)
Bu da Mourinho Jr.
Mourinho bir Napoli maçından sonra rakibin zaaflarını önceden bildiklerini çünkü Villas Boas'ın ona çok yardımcı olduğunu söylediğinde araştırmıştım biraz kimdir diye.17 yaşında Bobby Robson'ın kapısını çalıp antrenör olmak istediğini söyleyen biri için elbette sıradan olmayacaktı kariyer serüveni.Erken yaşta alınan diplomalar, British Virgin Islands denilen ülke takımını 23 yaşında çalıştırması.Ve yıllarca Mourinho'nun yanında ''gözüm-kulağım'' derecesinde birlikte olması.Rakip takımların idmanlarından, maçlarına, duran top organizasyonlarından, taktik varyasyonlarına kadar her hafta sunduğu detaylı bilgiler.Porto, Chelsea ve Inter'de Jose'nin vazgeçemediği ekibindeki isimlerden olan bu genç spor adamı, 31 yaşındayken Inter'den ayrılıp Académica'da başladı teknik direktörlük macerasına.Kısıtlı imkanlarla yakaladığı başarı onu, bu sezon başında dünya markası Porto'nun başına getirdi.Kariyeri son sürat ve müthiş bir şekilde devam etmekte.14 resmi maçta 13 galibiyet 1 beraberliği var şu ana kadar.André Villas Boas şu an 33 yaşında.Ayak izlerini izlediği hocasının karşısına birgün çıkacak mı biraz daha bekleyip göreceğiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)