22 Haziran 2011 Çarşamba

Bojan Krkic Roma'da

Luis Enrique'nin yeni Roma'sında kesinleşen ilk transfer Bojan Krkic oldu.Barca altyapısında gol rekorları kıran Bojan, 17 yaşından beri forma bulduğu A takımda beklenen patlamayı bir türlü yapamamıştı.Gol sezisi ve oynama isteği üst düzeyde olan 20 yaşındaki oyuncunun Serie A'da etkili olması için zayıf fiziğini mutlaka geliştirmesi gerekiyor.Bojan'ın Roma'ya bedeli ise 10 milyon euro.

21 Haziran 2011 Salı

Alexis Sanchez Barca'da

Sezonun en gözde oyuncusunu Barcelona aldı.Alexis Sanchez için Inter, Juve, Manchester United ve City'de büyük mücadele içindeydi.Barcelona'ya daha da güç katacağı kesin olan Sanchez için Katalanlar 33 milyon euro ve Jeffren Suarez'i verecek.

16 Haziran 2011 Perşembe

Küçük Firavun'u Milan Kaptı

Milan, İtalyan futbolunda geleceğin en büyük yıldızlarından olması beklenen 18 yaşındaki Stephan El Shaarawy'nin bonservisinin yarısı için Genoa'yla anlaştı.Mısırlı babasından dolayı Arap soy ismi taşıyan İtalyan oyuncu bu sezon kiralık olarak formasını giydiği Padova'yla gösterdiği performansla başta Inter olmak üzere birçok takımın listesindeydi.Sol kanatta hücuma dönük ve forvet arkasında oynamayı seven ''Little Pharaoh'' (Küçük Firavun) lakaplı El Shaarawy, koyu bir Milan taraftarı olduğunu açıklamasının ardından zaten birçok transfer dolayısıyla Genoa'yla sıkı ilişkiler içinde olan Milano kulübüne, Alexander Merkel ve 7 milyon euro karşılığında geçiş yaptı.

12 Haziran 2011 Pazar

Stadio San Paolo


“For us Argentines, the Stadio San Paolo in Naples is mythical.”
Lionel Messi

8 Haziran 2011 Çarşamba

Pause # 52


Ned Kelly:Lying low, living in caves, you get to learn sometimes.
Eventually, you can read soils and rocks like books.
I've watched gravel fade.
Dust settle into crust.
I've seen drips of water...turn to stone that defied gravity.
I've turned blood red with cave mud.
I've been a bloody rock.


0:58:45 - Ned Kelly (2003)

Luis Enrique Roma'da

1994 Dünya Kupası'nda İtalya'ya elenirken Tasotti'nin dirseğiyle burnu kırılmış, yüzü bu hale gelmişti Luis Enrique'nin.Yıllar sonra tekrar İtalya'yla yolu bu kez Roma sayesinde kesişti.Gijon'da başlayan futbol kariyerini 5 sene Real'den oynadıktan sonra, idol isimlerden olacağı Barcelona'ya geçip orada da sonlandırmıştı.Hırsını, tutkusunu tekniğiyle birleştiren, defansın sağından forvete kadar farklı bölgelerde oynayabilen Luis Enrique, emeklilik kararından sonra 3 senedir Barcelona B takımını çalıştırıyordu.Guardiola'yla sürekli temas halinde olan B takımı da tıpkı A takım gibi kısa pas, güzel ve hücum futbolu anlayışını benimsemişti.Spaletti döneminde Avrupa'nın en iyi futbol oynayan takımlarından biri olan Roma'yı yeni Amerikalı sahiplerinin yapacağı ciddi transfer takviyeleriyle Luis Enrique yönetiminde güzel günler bekliyor.

29 Mayıs 2011 Pazar

Ezip Geçmek

2010 Dünya Kupası'ndan sonra 2011-12 Şampiyonlar Ligi'nde de sürprize yer olmadı ve Barca birkez daha kazandı.Dünya Şampiyonu İspanya iskeleti ve dünyanın en iyi futbolcusuna sahip Katalanlar finalde beklemediği kadar kolay geçti Manu'yu.Finale kadar gol yağdırarak gelen Barca yarı finalde zorlu Real eşleşmesini geçtikten sonra kazanmıştı aslında kupayı.Çünkü her zaman abartılan Primier Lig'de, Barca'yı zorlayacak ne tempo ne de oyun anlayışı olmadığı bilinen bir gerçekti.Alex Ferguson'ın da yanlış tercihleri Barcelona'nın ekmeğine yağ sürünce gece oldukça kolay geçti.İlk 10 dakikaya gazla başlayan Manchester'ın yapıp yapabileceği de o kadardı.10. dakikadan sonra topu ve üstünlüğü alan Barcelona kedinin fareyle oynadığı gibi oynadı.Busquets, Xavi ve Iniesta'lı üstelik Messi'nin de desteklediği orta saha kurgusu, karşısında Carrick ve Giggs gibi direnci düşük oyuncular bulunca sadece gollerin zamanını tahmin etmek kalmıştı geriye.İleride yardımsız gol bulması çok zor olan Hernandez'i, Pique'nin kucağına atan Ferguson maçın büyük bölümünü titreyerek izlemek zorunda kaldı ki Sir'ün Barca'ya karşı taktik olarak yeterince hazırlanamadığının kanıtıydı bu.İleride top tutabilecek Berbatov'u karoya dahi almayan Ferguson bitik Owen'ı kulübesine alarak artık bu işi bırakması gerektiğini de gösterdi.Halbuki hücumda Nani ve Valencia'nın Rooney'i kanatlardan desteklediği bir üçlü ile, orta sahada ise Anderson, Park ve bozacak üçüncü bir oyuncu (Fletcher'ın yokluğunda belki de O'Shea) ile sahaya çıksa belki de bu kadar ezilmeyebilir, hızlı çıkışlarla defansta oynamaya alışık olmayan Mascherano'nun da vereceği açıklarla şans yakalayabilirdi.Ancak Rooney'in ilk yarıda ofsayttan attığı beraberlik golü dışında pozisyon dahi bulamadı İngiltere Şampiyonu.İkinci yarıda baskıyı artıran Barcelona, Messi önderliğinde yavaş Manchester defansının göbeğine yüklendiğinde sık sık şut imkanı buldu ve golleri yaptı.Tek taraflı geçen maçın sonunda Messi'nin İngiliz savunmaları karşısında zorlanacağı saçmalığı birkez daha çürüdü.Henüz 23 yaşında olan Arjantinli böyle giderse Maradona falan da anılmayacak bir süre sonra.Eğer büyük sakatlıklar olmazsa veya Mourinho'nun Real'inin birkaç kademe atlayıp Barcelona'yı yakalama planı gerçekleşmezse Katalanların Avrupa Futbolundaki hakimiyetinin süreceği gerçeği de gözümüze sokuldu dün gece.Kupa seromonisinde 2,5 önce ameliyat olan Abidal'ın kaptanlık bandıyla kupayı kaldıran isim olması ise unutulacak gibi değildi.

18 Nisan 2011 Pazartesi

Chris Paul

NBA'de Playoff'lar başladı.İlk sürprizi şampiyon Lakers'ı Stapless Center'da 109 - 100 yenen Hornets yaptı.New Orleans'ın All Star oyun kurucusu Chris Paul unutulmaz perfoormanslarından birini çıkararak 33 sayı, 14 asist, 4 top çalmayla adeta şov yaptı.Lakers'ta Kobe 34 sayıyla direnirken, Gasol hayalet gibiydi.

Pep

18 güne sığacak olan 4 El Clásico'nun ilki hafta sonunda beraberlikle sonuçlanırken Barcelona'nın pas oyununa Real'in yüksek fizik gücüyle direnmesi kimi kesimlerce çokta beğenilmese de bence oldukça üst düzey geçti.Pepe'nin bozmaya çalıştığı Barca orta sahası zaman zaman işleyip defans arkasına yine mükemmel toplar attı ancak Villa'nın beceriksizliği bu kez farkın açılmasını önledi.10 kişi kalan Real, seyircisi ve kulübeden gelen destekle beraberliği kurtardı.Penaltılardan gelen goller ve tartışmalı pozisyonlar maçtan sonra çokta konuşuldu beklenildiği gibi.Ancak maç sonrası basın toplantılarında sözü ilk alan Guardiola gecenin en etkileyici ismiydi.Çoğunluğun fikrine göre ilk yarıda bir penaltısı es geçilen takımı, Marcelo'nun abartısı sonucu ucuz bir penaltıyla beraberliğe düşse de hakem hakkında konuşmayı reddetti.Kendine güveni had safhada olan Pep, ağzıyla su şişesini açarken de, tırnağının kenarını kemirirken de rahat tavırlarıyla dikkat çekti.Ne istediğini bilen, takımının oyun düzeyini sürekli yukarı taşımaya çalışan görüntüsünün yanında, rakibi Mourinho'ya ve Real'li oyunculara duyduğu saygıyla da, herkesin gözünde biraz daha büyüdü Guardiola.

33. Hafta:Şampiyonluk Milan'ın

Yakın takipçileri Inter ve Napoli'nin yenildiği haftada lider Milan, zirvede yalnız kalıp zafer şarkıları söylemeye başladı bile.Ligde kalma mücadelesi veren Sampdoria'yı konuk eden Milan, iki ay önce yuhalanan Seedorf'un son maçlardaki müthiş formunu devam ettirdiği maçta rahat bir galibiyet aldı.İkinci yarıda hakemin yarattığı penaltının da etkisiyle Sampdoria'nın tüm direnci kırıldı.Ibrahimovic'in cezasına, Pato'nun da sakatlığının eklenmesi Milan'ın önündeki maçlar için önemli handikap olsa da bu saatten sonra koltuğu bırakmaları büyük hayalcilik olur.Hafta içi Şampiyonlar Ligi'nden elenen Inter, Leonardo'nun tuhaf kararlarıyla Maicon ve Motta'nın kadro dışı olduğu, Sneijder'in yedek başladığı maçta Parma'ya kaybederek felaket gidişini sürdürdü.Leo, artık herkesin tiksindiği Chivu'yu oynatmak için son iki maçın en iyisi Nagatomo'yu sağ beke çekti.Orta saha dörtlüsünü Zanetti, Cambiasso, Kharja ve Stankovic'ten oluşturan Brezilyalı doğal olarak takımının hiçbir şey üretememesinde baş suçluydu.Kenar ortası alamadığında vasat bir oyuncuya dönüşen Pazzini tüm maç dolaşırken, defansın arasında sıkışan Eto'o da varlık gösteremedi.Kazanma hırsını yitirmiş, yorgun ayaklarla artık yolun sonuna gelindiği belgelendi Parma deplasmanında.Elini ağzına götürüp çaresizce sahada olan bitenin heyecanını yaşayan Leo, büyük ihtimal sezon sonu yolcu olur.Moratti ve Branca'nın yaz döneminde yaptığı transfer cimriliği hatasıyla başlayan sezon, zorlu maçların nerdeyse çoğundan hayal kırıklığıyla ayrılan Inter'in geçen sene kazandığı üç kupadan ikisini şimdiden bırakmasıyla devam ediyor.Yaz dönemi yapılacak değişim için planlamalar ise nihayet başladı.Materazzi, Cordoba, Milito, Chivu, Pandev, Kharja, Suazo, Muntari, Stankovic isimleri gelecek dönem için ayrılığa en yakın olanlar...San Paolo'da, Sanchez ve Di Natale'den yoksun Udinese'yi ağırlayan Napoli bu kez fırsatı iyi kullanamayarak haftayı puansız kapadı.Gökhan Inler'in mükemmel golüyle öne geçen Udinese, Armero'nun getirdiği topta Denis'le galibiyeti perçinledi.Matador Cavani bu kez penaltıyı kaçırıp Inter'in hiç değilse ikincilik mücadelesinde kalmasını sağlamış oldu.Yeni sahibinin ilk maçında Roma sayısız gol pozisyonunu değerlendiremeyince Palermo'ya evinde boyun eğmek zorunda kaldı.Mexes ve Juan'ın yokluğunda mecburiyetten oynayan Loria, Burdisso ikilisi Abeel Hernandez'in golllerinde refakatçi gibiydi.Juve ise Fiorentina deplasmanında sadece defans yapıp bir puanı zor kurtardı.Lazio Hernandes ve Zarate'nin çok iyi oynadığı maçta Catania'yı 4 golle geçerek Inter'le puan farkını 3'e indirdi.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Chivu Özenle Sunar!: Inter 2 - Schalke 5

İlk maçı kendi sahasında oynamanın dezanvajı ve tedirginliği kafalarda dolaşırken, maça olabilecek en iyi şekilde başladı Inter.Henüz 25. saniyede Neuer'in kafayla uzaklaştırdığı topa orta sahadan voleyi yapıştıran Stankovic belki de yılın golünü attı.Bu gole rağmen sakin kalmayı bilen Schalke birgün de fazla dinlenmenin verdiği avantajla maça iyi hazırlandığını gösterdi.Geçen sezon Inter'i her kulvarda taşıyan Samuel-Lucio ikilisinin yokluğunda Milan maçındaki gibi defansın göbeğinde oynayan Chivu - Ranocchia ikilisi güven vermiyordu ki Schalke'nin beraberlik sayısı fazla gecikmedi.Kornerde adam payalaşımını yapamayıp basit bir gol yiyen Inter, gol için rakip kaleye yüklenince Farfan önderliğinde kontralar deneyen Schalke'nin de açık oynamasıyla seyir zevki yüksek bir maç vardı.Sakatlığın ardından ilk kez 11 başlayan Milito oldukça iyi gözüktü ilk yarıda.Aldığı topları olumlu kullanan Arjantinli, Cambiasso'nun asistinde yeniden Inter'i öne geçiren golü attı.Oyunun kontrolünü eline alan Inter, bu skoru yeterli görmeyip üçüncü arayışındaydı ancak Milan maçının yorgunluğu yavaştan hissettirmeye başladı bazı isimlerde.Stankovic'in sakatlanıp oyundan çıkmasıyla temposu daha da düşen Motta, yeteri kadar kapatamadı bölgesini.Ancak gecenin anti kahramanı olan Chivu'nun amatör defans oyuncularının bile yapmayacağı şekilde yanındaki Edu'yu bomboş bırakması Brezilyalı'nın elini kolunu sallayarak birkez daha beraberliği sağlamasına olanak verdi.İlk yarı bu skorla biterken Schalke'nin üzerine gidildiğinde kalesinde Neuer olmasına rağmen gol yiyeceği açıkça gözüktü.İkinci yarıya bunun bilinciyle nerdeyse mükemmel başladı Inter.46'da Milito %100 golü kaçırdı, 47'de Eto'o'nun şutunu Neuer müthiş çıkardı.50'de Milito birkez daha fırsatı harcarken, hızlı gelişen Schalke atağında Raul, Chivu'yu kolay geçti ve Avrupa Kupalarının en golcü ismi oldu.Bu pozisyonda ofsaytı bozan da Zanetti'ydi.Sarısı olan Chivu'yu oyundan almayan Leo, kulübedeki iki tecrübeli ve muhtemelen Inter'deki son aylarını geçiren stoperleri Materazzi ve Cordoba'ya güvenmediğini burada gösterdi.Daha bir fırın ekmek yemesi gereken Ranocchia, çoğu pozisyonda ağır kaldığı yetmezmiş gibi bir de kendi kalesine gol atınca Schalke hayal bile etmediği bir avantaj yakaladı ilk maçta.Buna rağmen ümitlerini korumak isteyenlere son darbeyi sezonun felaketi Chivu vurdu.İkinci sarıdan atılan Romen, üç gün içinde iki kupadan saf dışı bıraktığı takımını mahvederek çıktı oyundan.Leo, bu kez Cordoba'yı alıp orta sahadan Kharja'yı çıkardı, Cambiasso'yu defansa çekmek varken.O da Chivu'yu aratmayınca Schalke'nin 5. golü geldi.Maçın yıldızı Farfan boş kaleye golü yapamayınca Inter'in bu maçta hiç yanında olmayan şansı nihayet yardım mı ediyor derken dönen topu Edu şık bir şutla tamamladı.Schalke bu skorla adını nerdeyse yarı finale yazdırmış oldu böylece.Inter için Lucio'nun önemi, Leonardo'nun henüz o koltuğun ağırlığını kaldıramayacağı gözükmüş oldu bu maçta.Transfer döneminde yeteri kadar dinamizm katılamayan orta sahada, sezon içinde gelen sakatlıklarının ardından üst üste gelen maç temposunun da etkisiyle oldukça yıpranan Motta, Cambiasso ve Stankovic'in yeterli presi yapamayıp oynama imkanı verdiği rakipler, defansın acemice hatalarını affetmeyince geçen sezonki başarı hayal oldu.Rahat yenebileceği bir takıma elenmesi Moratti ve Branca'nın transfer döneminde daha aktif olmasını sağlar umarım.Gecenin diğer maçında Real, 90 dakikayı tek kale oynadığı maçta iki net penaltısının da verilmemesine rağmen Tottenham'ı 4-0'la geçerek yarı finalde Barca'yı beklemeye başladı.

3 Nisan 2011 Pazar

Terim İşkencesi

Dünkü derbide Inter'in oyunu kadar can sıkan bişey daha vardı ki çoğu zaman tahammül sınırlarını zorladı.Maçı Spormax için yorumlayan Fatih Terim, ilk dakikada gelen golün gazıyla da Leonardo'nun defansta yanlış kurguyla sahaya çıktığını söyleyip durdu maç boyu.Bu sezon Inter maçlarını hiç takip etmemiş olduğunu düşündüğüm teknik adam, solbekte hep sırıtan Chivu'nun bek, Zanetti'nin orta saha ve kariyerinde hiç stoper oynamamış Motta'nın defansın göbeğinde oynaması gerektiğini söyleyip durdu.Pato - Robinho karşısında Ranocchia ve Motta'lı defansı 10 yaşındaki çocuğun Playstation'da bile oynatmayacağı gerçeği varken, ısrarla aynı şeyi gevelemesi ülkenin en iyi teknik adamı diye geçinen birinin çok komik olduğunuda su yüzüne çıkardı.Hatta Ajax'ta, Roma'da, kendi ulusal takımında uzun yıllar stoper oynayan Chivu'nun aslen bek olduğunu iddaa etti.Ters ayakla bekte oynanmayacağını söyleyip Zanetti'nin solbekte harcandığı görüşü, başka bir fiyaskosuydu.Belli ki geçen sezon tüm kupaları toplarken, Avrupa'da Chelsea'yi, Barcelona'yı yenen kadroda Zanetti'nin sürekli solbekte oynadığını da hatırlamıyordu.Bu sezon dünyanın en iyi takımı olarak gösterilen Barca'da da Adriano'nun sağ ayakla solbek oynadığı gerçeği varken bu konuya neden bu kadar takıldığını çözmek mümkün değildi.Ancak ekran başında yok artık dedirten yorum şu oldu.''Kenarda Antonini ve Flamini dururken, Milan'da Zambrotta'nın solbek oynaması ilginç''.Juventus'ta, İtalya'da uzun yıllar solbek oynayan Zambrotta'ya sağ ayaklı olduğu için burun kıvıran Terim'in, kulübede işaret ettiği iki isminde sağ ayaklı olduğunu bilmemesi mi!, solbek için önerdiği Flamini'nin aslen solbek olmaması, mecburiyet gereği birkaç ay Arsenal'da bütün bekler sakatlanınca solbek oynadığını hatırlamaması mı daha feciydi bilemiyorum.Yine de sağ ayaklı olmalarına rağmen kariyerlerinin çoğunu defansın solunda geçiren Zanetti ve Zambrotta'ya, Norveç maçında solbek oynattığı Sabri muamelesi yapması vahimdi.Maç boyu yorumcuya saygınlığı yalakalığa kayan spikerinde uyarmaması sonucu aynı şeyi tekrarlayan Terim'e, maç sonu röportajı için bağlanan Şansallı Lig TV, Milan'ın Terim ayrıldıktan sonra Inter'e ilk defa 3 gol attığını söyleyerek komediye katıldı.6-0'lık, 3-2'lik, 3-4'lük maçları hatırlamayan ''İtalya Ligi'' uzmanı 'Imparatore'' de ''Galiba öyle olması lazım'' deyince daha fazla dayanamayıp kanal değiştirmek kaldı bize de...

Milan 3 - Inter 0:Ve Scudetto Gider

Kağıt üstünde elindeki en iyi kadroyla maça başladı, Milan'ın Judas ilan ettiği Leonardo.4-2-3-1 dizilimiyle sahaya kazanmak için çıkması beklenen Inter, karşısında yetmişbinden fazla taraftarının desteğini almış ve müthiş motive bir Milan buldu.Pato topu ağlara yolladığında henüz 42. saniyeydi.Lucio'nun yokluğunda formsuz Cordoba'ya güvenmeyip Chivu'yu kullanan Leo, Pato-Robinho ikilisinin ağır kalan göbeğini bu kadar hırpalayacağını düşünmemişti belki de.Inter'in şaşkınlığı o kadar sürdü ki ilk 30 dakikada devam eden Milan baskısına bir türlü karşı koyamadı.Cambiasso kariyerinin en kötü maçlarından birini oynarken, Sneijder fizik olarak ezildi.Motta'nın hareketsizliğine, hücumdan Pandev ve Eto'o'nun da gelmeyen yardımı eklenince Milan ortasahayı dolayısıyla maçın hakimiyetini aldı.Van Bommel ve Boateng fiziğini hırsıyla birleştirmiş, rahat oynayan Seedorf'a bu yıl ki en iyi performansını sunmak için imkan sunmuşlardı.30. dakikadan sonra nihayet yavaş yavaş hücumu düşünen Inter önce Pazzini'yle yakaladı şansı ancak, İtalyan golcü çok kötü vurdu.Motta'nın kafasını Abbiati biraz içerden de olsa müthiş çıkardı.Ancak maçın kırılma anı 42'de bu sezon müthiş işler yapan Eto'o'nun tıpkı Juventus maçında olduğu gibi boş kaleye kaçırdığı gol oldu.İkinci yarıya Cambiasso - Kharja değişikliğiyle başlamasını beklediğim Leo, bunu yapmayarak aynen devam dedi.Hakem Rocchi'nin taraflı yönetimi de eklenince işler Inter için daha da zorlaştı.Zambrotta'ya, Gattuso'ya çıkmayan kartlar, Inter'e verilmeyen faullerden sonra, Pato'nun kendini bırakışını son adam olarak değerlendiren Rocchi, Chivu'yu atınca filmde koptu.Pato boş durumda 2-0 yaptı.Kalan dakikalarda Robinho'nun beceriksizliği, Julio Cesar'ın gayretleriyle farkın açılması önlendi.Son dakikalarda kendini bırakan bu kez Cassano oldu.Rocchi buna da penaltı dedi.3-0'la net bir galibiyet alan Milan bu sezon tüm ağırlığını verdiği ligi bundan sonra bırakırsa büyük sürpriz olur.Zaten Avrupa'daki görüntüsü, futbolcularının açıklamaları tek hedeflerinin Scudetto olduğu yönündeydi.Derby della Madonnina'yı kaybeden Inter, direk rakipleri olan üst sıradakilerden sadece Roma'yı yenebildi şu ana kadar.Sezon başı Benitez buhranıyla sarsılan, takımda doymuşluğun önüne de geçilemedi bir türlü.Maicon, Cambiasso, Chivu, Pandev çoğu zaman zorla sahaya çıkarılmış görüntüsüyle yeterli katkıyı sağlayamadılar.Sezon sonu Sanchez, Ganso gibi maçı karşı sahada oynamayı kolaylaştıracak genç ve yetenekli isimlerin alınması şart artık.Ancak önce Salı günü Schalke'yi yenmek ve en azından yarı finale kalmak gibi bir borcu var şu anki kadronun.

21 Mart 2011 Pazartesi

30. Hafta:Fark Sadece 2

Ibarimovic'in yokluğunda hücumda zorlanması beklenen Milan, tahminleri boşa çıkarmazken Allegri'nin 3 defansif orta sahalı kurgusu da liderin tıkanmasına yardımcı oldu.Palermo son üç sezonda olduğu gibi cumartesi gecesi de Milan'a karşı oldukça hırslı ve istekliydi.3-4-3 gibi dizilsede kanatlardaki Balzaretti ve Darmian'ın da defansa çekilmesiyle beşli hat hiç fırsat vermedi maç boyunca.Yaratma zorluğu çeken Milan Robinho'yu kulübeye hapsedince gol bulma hayalleri iyice zayıfladı.Duran toptan Goian'ın bulduğu gol takipçileri umutlandırırken ev sahibi takıma uzun süre sonra 3 puan kazandırdı.Hafta içi Münih'ten turla dönen moralli Inter, karşısında taş gibi bir Lecce buldu.Ligde oynayabilen Pazzini'nin arkasına dizdiği Eto'o, Sneijder, Pandev üçlüsünün girişimleri devre boyunca kalabalık Lecce savunmasına takıldı.Kaptan defansın solunda takımın en iyilerinden biri olarak dikkat çekerken Chivu defansın göbeğinde bu sezon alışık olunmadık şekilde iyi oynadı.İkinci yarıya daha istekli başlayan Inter 50.'da Pazzini ile sinyali verdi, bir dakika sonra aynı Pazza ile golü buldu.Pozisyonda pası veren Pandev maçtaki tek olumlu hareketini yaptı ancak performansıyla yine can sıktı.Ah Sanchez şu anda kadroda olsa diye iç geçirmeden yapamıyor insan.Sonuçta sene sonuna kadar her kulvarda mücadelesine devam edecek Inter.Benitez'in mahvetmek üzere olduğu takım Leonardo yönetiminde toparlanıp tekrar ayağa kalktı nihayet.Inter'in hemen arkasında zirve takibini sürdüren Napoli, Cagliari karşısında beklediğinden çok zorlandı.Her puana ihtiyacı olan Cagliari karşısında Cavani iki kez sahneye çıkınca onlarda geceyi mutlu kapadılar.Haftanın en güzel golleri Torino'dan duyuldu.Krasic ve Del Piero'nun şık vuruşları haftalar sonra Juve'ye galibiyeti getirdi.Fiorentina deplasmanında Totti'nin gelleriyle bir puanı alan Roma'da, kaptan bu gollerle 200'ü geçti.

16 Mart 2011 Çarşamba

Bayern 2 - Inter 3:Eto'o Söktü, Aldı

Maç öncesi Zanetti'nin grip olduğu moralleri bozmuştu çünkü Ribery ve Robben gibi iki ismi orta sahadan kaptanın yardımı olmadan durdurmak çok zordu.Ancak bilinen başka bir gerçek müthiş hücum gücü olan Bayern'in defansının çok üst düzeyde olmadığıydı.Eto'o karşısında ne yapacağını düşünen Van Gaal'in, Breno tercihi adeta ekmeğine yağ sürdü Inter'in.Henüz 3. dakikada istediği golü de buldu Inter.Eto'o tüm Alman defansı için çok hızlıydı.Deplasmanda istenen skor yakalanmış Bayern sarsılmıştı.Üstüne gelecek rakibinin açığını kollayıp ikinciyi sıkıştırmak niyetinde olan Inter ilk maçtaki hediyenin Cesar tarafından tekrarlanacağını hesaba katmamıştı.20. dakikaya kadar pozisyonu olmayan Bayern, Robben'in klasik driplingleriyle getirip vurduğu şutu Cesar sektirince eşitliği yakaladı.Golden sonra dengesi tamamen bozulan Inter bu kez Stankovic'ten seken topla geriye düştü.Skor morali o kadar bozdu ki ilk yarının kalan bölümünde fark dörde hatta beşe çıkabilirdi.Zanetti'yi en çok da bu bölümde aradı Inter.Yerine kaptan çıkan Stankovic takımı toparlamaktan uzak ve etkisiz, Motta hayalet, Lucio sarhoş gibiydi.Pandev ayağına geleni ezerken, Chivu Robben karşısında çaresizdi.Müller, Gomez ve Ribery'le yakaladıklarını gole çeviremeyen Bayern'in attığı gollerdeki şansı adeta dönmüştü.Devre Inter'in imdadına yetişti.İkinci yarı direnmeye ve tekrar çarpışmaya kararlı bir Inter sahada olunca ortaya son yılların en güzel devrelerinden biri çıktı.Oyun o kadar hızlandı ki Alman rejisi pozisyonların tekrarını getirmeye zorlanıyordu.Stankovic - Coutinho değişikliğiyle topu biraz daha iyi kullanmaya başlayan Inter, bandı koluna takan Cambiasso ile Gomez'in volesini müthiş karşılayan Cesar ve tabiki kıldan yağ çıkaran inanılmaz Eto'o ile maça ortak oldu.60. dakikada pili biten Robben'in etkisi azalınca Inter'in beraberlik sayısı da gecikmedi.Eto'o geriden gelen Sneijder'e bıraktı, Hollandalı köşeyi buldu.Beraberlik sonrası Van Gaal'in tedirginliği de arttı.Eto'o karşısında çaresiz kalan Van Buyten'i Badstuber'le değiştirdi.İnanılmaz istekli olan Ribery'nin çabaları tekrar kendine gelen Inter defansı karşısında sonuçsuz kalmaya devam ederken Pandev, Sneijder'in bir şutuna set olarak bir golü önledi, bir net pozisyon kaçırdı, bir atağı da cılız şutuyla tehlike büyümeden bitirdi.Kulübede forvet olsa çoktan değişecekti ancak kadrodaki kısıtlık onun gecenin en çok sevinen adamı olmasını sağladı.88'de Sneijder'in uzun topuna Nagatamo ile birlikte atak yapan Eto'o, Breno'nun önünde sadece kendisinin kontrol edebileceği şekilde müthiş bi top aldı.Ceza sahasında döndü gerilerden kopan Pandev'in önüne bıraktı.Bütün sezon olduğu gibi maçın o anına kadar taraftarı kanser eden Makedon bu kez müthiş vurdu.Materazzi sevinçten Leonardo'yu yere yıkarken Van Gaal kulübede, Almanlar tribünde donup kaldı.Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nin en güzel maçında turu atlayan Inter için söylenecek söz kesinlikle moral odaklı bir takım olduğu.Coşku ve istek olduğunda maçlarına izlemek için ayrılan zaman keyif ve heyecanla geçiyor.

28 Şubat 2011 Pazartesi

Sonunda Bale!

Oscar gecesi hiçbir sürprizin yaşanmadığı rutin bir törendi.Favori isimler heykelciği kazanırken yıllardır neden aday dahi gösterilmediğine anlam veremedeğim Christian Bale, Fighter'daki rolüyle en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünün sahibi oldu.Empire of the Sun, American Psycho, The Machinist'teki performansları görmezden gelinen adamım sonunda hakettiği ilgiyi bu sene gördü.Teşekkür konuşmasında eşinin ismini bir an unutması herkesi gülümsetti.Öte yandan her sene olduğu gibi bu sene de hakkı yenen biri vardı.En iyi yönetmen dalında aday dahi gösterilmeyen Christopher Nolan'ın, Inception'dan sonra da başyapıtlar üreteceği ise kesin.Ödülü de elbet kucaklar birgün.

27. Hafta:Sneijder Hayat Verdi, Sanchez Coştu

Milan-Napoli maçının olduğu hafta, Inter'in kazanması çok önemliydi.Devre arasında Pazzini ve Cassano'yu kaybeden Sampdoria kendi sahasında beraberlik için çıkmış, atarsam yatarım hedefiyle sahadaydı.İlk yarıda Poli, ikinci yarıda Maccarone ile çokta yaklaştılar gole.Oyunun kontrolü elinde olan Inter, yine 4-3-1-2 dizilişiyle deplasmanda çok da risk almadı devre boyunca.Kharja istekli ve çalışkan olmasına rağmen etkisizdi.Eto'o ile bulduğu birkaç pozisyonu da harcarken oyun kilitlendi.Ta ki 72. dakikada Sneijder'in muhteşem frikiğine kadar.Kalan dakikalarda skoru iyi koruyan Inter, kanatta sürekli Volta'ya problem yaratan Eto'o ile birkaç fırsat daha yakaladı.Lucchini'nin uyuduğu pozisyonda son dakika golüyle ikiyi bularak zirveye bir adım daha yaklaştı.Haftanın flaş skoru ise sezonun flaş takımı Udinese'den geldi.Palermo deplasmanında her zamanki müthiş kontralarını ilk yarıda uygulayan zebralar Armero, Di Natale ve müthiş Sanchez ile sık sık rakip kaleye inerken ilk yarıyı 5-0, 60. dakikayı 7-0'la geçti.İnsafa gelen Guodolin eski başkanına acıyıp Sanchez'i kenara aldı ve 9 kişi kalan rakibinin üstüne gitmeyerek daha fazla rezil olmalarına engel oldu.Di Natale bir hatrick daha yaparken, Sanchez attığı 4 golle şu anki abartısız değeri olan 35 milyonu kanıtladı.Onu almak yazın en önemli işi olacak gerçekleştirebilen kulüp için.Roma Montella ile çıktığı ikinci maçında 2-0'ı koruyamazken, formsuz defansı Amauri'yi yıldız yaptı.Juve ise tek silahı Di Vaio olan Bologna karşısında boyun eğerken, Del Neri'nin yerine isim arayışlarını da hızlandırdı.

24 Şubat 2011 Perşembe

Günün Sözü

There isn't any better than him in the last 15 or 20 years.Looking back I don't see players at his or Zidane's level.There is only one Ronaldo.Like Diego Maradona said, there are many kings, but only one God. And this is the same for Ronaldo”
Zlatan Ibrahimovic

Inter 0 - Bayern 1:Cesar'ın Hediyesi Turu Verdi

Pazzini'nin yokluğunda Pandev'e güvenmeyen Leo, Eto'o arkası Sneijder ve Stanko'yu koyarak Bayern defansını ortadan delme amacıyla çıkardı takımını sahaya.Bayern'in süper wingerları Robben ve Ribery karşısına Chivu ve Maicon'un yetmeyeceğini düşünüp, Cambiasso ve Zanetti'yi eklemesi ilk maçı iç sahada oynamanın dezanvatıjıyla da önce durdurmak sonra üretmek hedefinde olduğunu gösterdi.Ancak ilk pozisyon Ranocchia'yla Inter'den geldi.Topu Bayern'e verip bekleyen Inter, formsuz Sneijder'e rağmen ilk yarıda iki net pozisyon daha üretirken Macar hakem Eto'o'nun pozisyonuna penaltı çalsa öne de geçebilirdi.Tabii ki Robben'in yarattığı pozisonlarda Ribery'le direkten auta çıkan ve Gomez'in yakın mesafeden havaya diktiği top Hollandalının tehlikesini hissettirdi.Üzerine gidildiğinde hata yaptığı gözlenen Bayern defansına ikinci yarı Inter'in daha çok yükleneceğini düşünenlerde beklediğini bulamazken Bayern'in tempoyu yükseltmesi nerdeyse kendi kalesinde golü görmesine sebep olacaktı.Ancak eski formunu aratan Cambiasso ikinci kez altıpastan golü yapamayınca avantaj bir türlü gelmedi.Van Gaal'in Breno hamlesi defansını bir nebze toparlamış gözüksede yine de Eto'o karşısında ağır kaldıkları gerçeği değişmedi.Ancak Kamerunluya bir türlü gelmeyen destek, Leonardo'nun Ranocchia'nın sakatlanmasıyla yaptığı zorunlu değişiklik dışında kulübeye bir türlü bakmamasıyla birleşince son dakikalardaki baskıdan da sonuç çıkmadı.Bayern'in genç kalecisinin panter kesilmesinin de rolü büyüktü bu bölümde.Maç böyle bitti derken Robben'in çokta etkili olmayan şutunu Gomez'in önüne bırakan Julio, bir anlamda turu da hediye etti son dakikada Almanlara.Çünkü Milito ve Pazzini'den yoksun takımın sadece Eto'o ile Alianz Arena'dan galibiyetle çıkması çokta olası gözükmüyor şu anda.Bu kadar eksik ve sakatlığın yaşandığı sezonda olası bir erken veda hayırlı bile olabilir belki de.Çünkü sezon sonu yapılacak birkaç gerçekten kaliteli takviyeyle seneye daha güçlü ve daha ofansif bir takımla tekrardan zirve hedefi konabilir Avrupa'da.

21 Şubat 2011 Pazartesi

26. Hafta:Palacio, Tinkerman'ı Gönderdi

Cumartesi Inter sahne aldı.Hafta içi alınan önemli Fiorentina galibiyeti sonrası zirveye yaklaşmak için önemli maçtı Cagliari.Maçın hemen başında ofsayttaki Ranocchia'ya çarpan top gol olunca skor üstünlüğünü alan Inter, bunu zor da olsa korumayı bildi.Yüksek tempolu geçen ilk yarı sonrası gelmeyen ikinci gol takımı strese sokunca ikinci yarı tamamen konuk ekibin üstünlüğüyle geçti.Çarşamba günkü zorlu Bayern maçı öncesi umut veren nokta Ranocchia ve Cordoba'nın formda görüntüsü oldu.Pazar öğle Juve'nin mağlubiyetiyle başladı.Buffon'un kırmızısı sonrası Krasic'i oyundan alıp Toni'yi tutan Del Neri maçı da altın tepside Lecce'ye sundu.Chevanton biraz daha ciddi olsa skor farklı olurdu.Inter'in golüne hakem gölgesi karışınca ezeli rakibi de ondan geri kalmadı.Inter'in golünün aksine hakem için çok kolay olan pozisyonda Robinho elle indirip takımını öne geçirdi.Chievo'nun beraberliği sonrası suskun golcüsü Pato'nun sayısıyla liderliğini sürdüren Milan iyi oynamadan aldığı galibiyetlere bir yenisini daha eklemiş oldu.Haftanın maçı ise Genoa'daydı.Son 3 maçında 10 gol yiyerek geldiği deplasmanda duran toplardan iki farklı üstünlüğü yakalayan Roma, ikinci devrenin başında Totti'yle üçü buldu.Ancak Genoa için maç o anda başlamıştı.Palacio önderliğinde şaşkın Roma defansına akın akın yüklenen Genoa, Burdisso'nun komik hatalarının da katkısıyla maçı çevirdi ve kazandı.Bu mağlubiyet sezon sonu gitmesi beklenen Ranieri'nin vedasını da erkene aldı.Roma'nın, Şampiyonlar Ligi'nden sonra lige de attığı havlu kulübü tam bir kaosun içinde bıraktı.

14 Şubat 2011 Pazartesi

Sen Başkaydın

Bugün bir dünya yıldızı daha futboldan kopuyor.Hem de ne yıldız.Bugün modern futbol, çağdaş forvet, oyuncunun komple olması gibi terimler sıkça kullanılıyorsa bunun temel sebebidir Ronaldo.Onun dünya ve Avrupa futboluna kazandırdığı hız ve güç anlayışı futbolun daha değişik oynanması gerçeğini çıkarmıştı 90'ların sonunda.17 yaşındaki hali bile Brezilya Ligi'ne fazla olan genç çok geçmeden soluğu PSV'de almıştı.''Oynadığım maç kadar gol atarım'' iddaasını sadece 3 golle kaçırmıştı Hollanda'da.Topu aldığında durdurulamaz hızı, direk kaleye inişi ve bitiriciliğiyle çok farklı olduğunu göstermişti Avrupa'ya.Bir sonraki durağı Barcelona oldu.Dünya Futbolu'nun zirvesine çıktığı Barcelona.Bobby Robson yönetimindeki Katalanlar artık dünyanın en iyi forveti olan Ronaldo önderliğinde muhteşem bir görsel şölen sundu sezon boyunca.Avrupa Gol Krallığı ve UEFA Kupasını kazandığı Barca'dan, daha büyük sahneye, İtalya'ya gittiğinde en pahalı isimdi artık.Dünyanın en zor liginde kendini göstermesi de zor olmadı.97'de gittiği Inter'de müthiş bir ilk sezon geçirdi.Goller attı, asistler yaptı, takımını Avrupa'da Kupa'ya taşırken, ligde henüz o zamanlar ispatlanamayan şaibeli Juve'ye takıldı.Futbolunu bir üst seviyeye taşımıştı çizmede amaçladığı gibi.Liderlik vasıfları da gelişti.Sezon sonunda kaptanlığa kadar yükseldi.Avrupa'da tekrar yılın futbolcusu seçildi.Eskiler onu Maradona-Pele karışımı olarak tanımlarken, artık İtalya'daki ismi ''Il Fenomeno'' olmuştu.Brezilya'ya Dünya Kupası'nda final oynattı.Ancak final günü geçirdiği sara şoku ilerde olacak kötü günlerin habercisiydi sanki.98-99 sezonuna da müthiş başlamıştı.Sakatlığının ardından bir süre sonra tekrardan döndü.Ateşli geçen şampiyonluk mücadelesinde yine takımının en büyük kozuydu.Daha sonra 21 Kasım 1999 geldi.O meşhur Lecce maçı.Dizi döndü Ronaldo'nun.Bu kapasitesinin sınırı olmayan bir adamı durduracak yegane şeydi.O gün gitti gerçek Ronaldo, daha sonra Mazzola'nın da dediği gibi bir daha da hiç dönmedi.Tabi ki daha sonra futbola defalarca döndü, defalarca tekrardan sakatlandı Ronaldo.Kariyeri bitti dendikten sonra Dünya Kupası ve Gol Krallığını, Ballon D'or, Avrupa Gol Krallığı, İspanya Şampiyonluğu gibi müthiş başarılar kazansa da hiçbir zaman o eski Ronaldo değildi.Real Madrid'te, Milan'da, Brezilya'da son olarak Corinthians'ta yine goller attı.(Aklımda her zaman 99'daki Lecce maçından önceki hali kaldığı için o günden önceki resimlerini seçtim bende).Aldığı kortizonlardan sonra sürekli kilo alan bugün artık sporcu fiziğinden çok uzakta gözüken adam, ya hiç sakatlanmasaydı Maradona hala bu kadar çok anılırmıydı?Ya da Avrupa'daki kulüp ve güç dengeleri nasıl olurdu?Bunlar bile onun büyüklüğünü açıklamaya yeterdi heralde.Herşey için teşekkürler demek gerek yine de.Her zaman koltuk değneklerini atıp sahalara dönmeyi bildiğin için. Ronaldinho'ya, Ibrahimovic'e, Cristiano'ya ve daha nicelerine verdiğin ilham için.Modern furbolu ortaya çıkaran etmenlerden biri olduğun için...