28 Mayıs 2010 Cuma

Dönüş


Adriano yeniden Serie A'da.Bu kez Roma formasıyla çıkacak PES severlerlerin karşısına.Evet uslanmaz Brezilyalı Roma'yla her konuda anlaştı.Yıllık 3,5 mi. Euro gibi futbol piyasasında normal sayılabilecek bir ücrette oynayacak başkentte.Flamengo'da sorunlarından tamamen arındığını, İtalya'ya kendini borçlu hissettiğini, Roma'nın hedeflerine en uygun takım olduğunu, Totti'yle oynamanın müthiş olacağını açıklayarak, tekrar herkesin gönlünü kazanma girişimine başlamış bile.Bir daha asla (2003-04-05'teki) durdulamayan aygır olamayacağını düşünsemde Vucinic'li hücum hattına güç katacağı aşikar.En azından Toni kadarını yapar Roma için.

27 Mayıs 2010 Perşembe

Pause # 6


Natalie: Tell me about her again.
Leonard Shelby: Why?
Natalie: Because you like to remember her.
Leonard Shelby: She was beautiful. To me, she was perfect. Natalie: No, don't just recite the words. Close your eyes... and remember her.
Leonard Shelby: You can just feel the details. The bits and pieces you never bothered to put into words. And you can feel these extreme moments... even if you don't want to. You put these together, and you get the feel of a person. Enough to know how much you miss them... and how much you hate the person who took them away.
0:20:28 - Memento (2000)

26 Mayıs 2010 Çarşamba

Elvedalar Vekili


Elvedalar vekili
Elindeki tabaka selinin öde kefaretini
Ki o diyar için yapacağı kalmayan
Ve gözlerine hakim puslanmayan cam


Samuel Beckett

25 Mayıs 2010 Salı

Pause # 5


Gwenovier: Come on, Frank.
What are you doing?

Frank T.J. Mackey: What am I doing?
I'm quietly judging you.

1:41:49 - Magnolia (1999)

Pause # 4


Eric Draven: Victims; aren't we all?

0:21:56 - The Crow (1994)

23 Mayıs 2010 Pazar

We Are The CHAMPIONS


Beklenildiği gibi kontrollü başladı maç.Bırakılmayan alanlar, gol için rakip savunmanın hatasını kollayan gözler.En büyük sürpriz Motta'nın yokluğunda orta saha da Stankovic'e güvenemeyen Mourinho'nun, daha önceki turlarda defansın solunda sırasıyla Anelka, Krasic ve Messi'yi durduran Zanetti'yi, Cambiasso'nun yanına alması ve Robben'in karşısına Chivu'yu dikmesi oldu.Bayern'in en büyük hücum silahı karşısında erken kart alıp bir süre Inter taraftarını tedirginliğe iten Romanya'nın Kaptanı neyse ki ilerleyen dakikalarda toparlandı.10. dakikadan sonra topun kontrolünü rakibe verip beklemeye çekildi Inter.Zaten Robben tehdidi dışında Inter savunmasını aşabilecek kaliteden yoksun olan Bayern'in öne çıkmasını beklemek akıllıcaydı.Beklenen dakika 35di; Cesar'ın uzun topunda Milito, önce indirdi, daha sonra Sneijder'in harika pasını ustalıkla bitirdi.Devre sonunda Sneijder iki yapabilirdi ancak, Butt'un üzerine vurup bu fırsatı tepti.

İkinci yarıya bi gazla başlayıp Müller'le de önemli pozisyona giren Bayern'e hemen gelen Pandev'in pozisyonuyla mesajı yollamıştı Inter.(Üzerime bilinçsiz gelirsen ikinciye hazır ol.)İlerleyen daikalarda Samuel, Lucio, Cambiasso alışılageldiği gibi ne alan, ne de imkan bıraktılar Alman Şampiyonuna.Dakikalar 70'i gösterdiğinde ise sezonun kahramanı ''El Principe'' bir kez daha sahne aldı.Babasının güreşçi olduğunu Star TV'den öğrendiğimiz Van Buyten'i önce silkti, sonra minder dışına attı.

Robben'in plasesini dışarı tokatlayan Julio, Bayern'in son umut kırıntılarına da izin vermedi.Chivu - Stankovic değişikliğiyle, 700. maçında tekrar sola geçti Kaptan ve oyunu istediği şekilde bitirdi Inter.

Evet Jose'nin son maçıydı.Gönül isterdi ki kalıp, 2010'da altı kupayıda kaldırsın ama
O yeni bir rekabeti istedi.Harika geçen sezonda 3 kupa hediye edip öyle gidiyor Mourinho.Teşekkürler özel biri; Takıma atlattığın kademe, iki yılda aldığın 5 kupa, kattığın renk, verdiğin ayarlar, getirdiğin mantalite için, hepsinden önemlisi 45 yıllık özlemi dindirdiğin için teşekkürler.

21 Mayıs 2010 Cuma

Javier Pastore


Geçtiğimiz sezon başında Palermo'ya katılan Arjantinli, gösterdiği performansla yılın en dikkat çeken genç oyuncularından biri oldu.Sezon başında Zenga yönetimindeki Palermo'da çoğu zaman yedek bekleyen Pastore, Delio Rossi'nin takımın başına geçmesiyle Bresciano'yu yedek kulübesine yolladı ve Miccoli - Cavani forvetinin arkasında oyunu yönlendiren bi rol üstlendi.Maradona tarafından Katalunya'yla oynanacak maç için Arjantin kadrosuna alındı ve ilk maçında Camp Nou filelerini harika şutuyla havalandırdı.Stiliyle bana Rui Costa'yı andıran Pastore son yılların moda deyimiyle ''oyunun iki yönünüde oynayan'' bi orta saha oyuncusu.Pasları, top hakimiyeti ve sakinliğiyle bilinen Pastore'nin belki de tek eksik yönü daha fazla kullanması gereken sol ayağı.Yine de henüz 20 yaşını doldurmadığını unutmamak gerek.Son olarak 23 kişilik Arjantin aday kadrosuna kapağı atan Pastore, Güney Afrika'da (Veron abisinden sıra gelirse) hünerlerini gösterebilir.

Tam adı: Javier Matías Pastore
Doğum Tarihi:20 Haziran 1989 (Yaş 20)
Doğum Yeri: Córdoba , Arjantin
Boy: 1,87 Kilo: 78
Mevki: Ofansif orta saha
Kulüp: Palermo (34 maç - 3 gol), ''2009-10''
Forma Numarası: 6
Lakabı: El Flaco
Ulusal Takım: Arjantin (1 maç, 1 gol)
Sözleşme Bitiş Tarihi:
2014

Pause # 3


John Rambo: I can't get it out of my head.
I dream of seven years.
Everyday I have this.
And sometimes I wake up and I don't know where I am.
I don't talk to anybody.
Sometimes a day.
Sometimes a week.
I can't put it out of my mind.

01:24:54 - First Blood (1982)

Şimdi Sıra Finalde


Finale bir gün kala Inter'in sitesi Mourinho'nun bu sözleriyle açılıyor.Saatler geçiyor ve yıllardır beklediğimiz an geliyor.Aylar önce, bu sene kupayı Inter alır dediğimde (ki daha ikinci turlar oynanmamıştı) pek inandıramamıştım kimseyi.Fakat İngiliz ve İspanyol şampiyonlarını eleyerek buraya kadar geldik.Evet Mourinho, kazandır bize şu kupayı, bizi de mutlu et, kendinde mutlu ol dediğin gibi.

Muhtemel Kadrolar:
INTER:
J.Cesar; Maicon, Samuel, Lucio, Zanetti;
Stankovic, Cambiasso, Sneijder;
Eto’o, Milito, Pandev (Balotelli)

BAYERN MUNICH:
Butt; Lahm, Van Buyten, Demichelis, Badstuber;
H.Altintop, Van Bommel, Schweinsteiger, Robben;
Muller, Olic

22 Mayıs Cumartesi - 21:45 Star TV

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Pause # 2


Meserve: You probably like the army, don't you, Eriksson?
I hate the Army.

Eriksson: This ain't the army. This ain't the army, Sarge.
Meserve: Yea, though I walk through the valley of evil...
...I shall fear no death.
'Cause I'm the meanest motherfucker in the valley.

0:54:22 - Casualties of War (1989)

Orlando 92 - Boston 95


5. dakikada kimin kazanacağı belliydi aslında.Buraları oynamaya alışkın tecrübeli Celtics starları, bu sene Rondo'ya verdikleri oyun liderliğini genç yıldızın bu yükün altından kalkmasıyla Orlando'ya ikinci maçta da şans tanımadı.Sadece Howard'ın gücü, ribaundları ve pota altı oyununa güvenen Magic'in, play offun ağırlığı altında ezilen Vince Carter, Jameer Nelson, Rashard Lewis'le kazanmasının imkanı da yoktu zaten.Maçın sonlarını bu kadar kötü oynayan, zamanında mola almayı beceremeyen, en iyi serbest atıcılarından Carter'ın baskıdan en kritik faulleri kaçırdığı, başına buyruk, takımı yönetemeyen oyun kurucusunun saçma hücum denemelerin olduğu bi takımın kazanması da mucize olurdu.Celtics ise alışılagelmiş agresif takım savunmasının yanında, her maçta sorumluğu alan yıldızlarının performansı (ilk maçta R.Allen, bugünse P.Pierce [28 sayı] skor yükünü üstlendi), hepsinden önemlisi Rondo'nun müthiş oyun zekasıyla seride durumu 2-0 getirmenin rahatlığıyla Boston'a dönüyor.Celtics büyük ihtimalle 4-1 veya 4-0 la doğu finalini geçer, NBA Finalinde Kobe'yi bekler.

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Yanlış Anons :)



2-2 , 2-2 oldu anonsuyla yüzlerce kişi sahaya girip, 10 dakikaya yakın bi süre şampiyonluk kutlaması yapıldı bu ülkede.Atılan konfetiler, yakılan meşaleler, aklı sıra rakiplerine takılıp timsah yürüyüşü yapanlar...

Mourinho da Ağlarmış


Bu bir veda mıydı, yoksa müthiş geçen sezonda gelen 2. kupanın gururu mu bilinmez ama Jose'nin gözleri doldu şampiyonluk seromonisi sonrası.

Inter, Barca, Bursa !




Saat 16:00'da Siena - Inter maçıyla başladı pazar maratonu.İlk yarıda çizgiyi geçmeyen top 57'de Milito'nun ayağından ağlarla buluşunca Inter 18., Mourinho 2., Roma ise birkez daha gönüllerin şampiyonluğunu aldı İtalya'da.20:00'de Barca - Vallodolid, Fener - Trabzon maçları arasında gidip gelen zap, ilk yarıda Camp Nou'da gelen 2 golle tamamen Kadıköy'e döndü.Baskı, istek, direnç, beceriksizlik, Guiza, Onur Kıvrak, anons akılda kalanlar oldu geceden.

16 Mayıs 2010 Pazar

Pause # 1


Maxi: How are you uncle?
You're looking good.
Noodles:You're looking a little better
01:32:26 - Once Upon a Time in America (1984)

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Javi Martinez



Guerrero, Urzaiz, Exberria, Ezquerro'lu kadrosuyla bi döneme damga vuran Athletic Bilbao, son yıllarda tekrardan piyasaya sürdüğü gençlerle toparlanma sürecine ve yeniden eski günlerine dönme sinyalini çakarken Llorente ve Yeste'li kadroda dikkatleri en çok üzerine çeken isim tartışmasız Javi Martinez.1,90'luk boyuna rağmen üstün top tekniği, oyun görüşü, gücü, iki ayağını kullanabilme yeteneği ve soğukkanlılığıyla mükemmel bir orta saha oyuncusu olan bu genç adama Del Bosque'de kayıtsız kalamadı ve Dünya Kupası aday kadrosuna çağırdı.Liverpool'un peşinde olduğu bilinen Javi'yi, Bilbao'nun ne kadar kadrosunda tutabileceği ise merak konusu.Kişisel görüşümse artık yeniliğin şart diye bağırdığı Milan orta sahası için aranan kan olduğu.

Tam adı: Javier Martínez Aguinaga
Doğum Tarihi:2 Eylül 1988 (Yaş 21)
Doğum Yeri: Estella, İspanya
Boy: 1,90 Kilo: 86
Mevki: Orta saha
Kulüp: Athletic Bilbao (35 maç - 7 gol) ''2009-2010''
Forma Numarası: 24
Lakabı: Javi
Ulusal Takım: İspanya (0 maç)
Sözleşme Bitiş Tarihi: 2014

13 Mayıs 2010 Perşembe

Bu İkili Alınmaz mı!


Açıklanan skandal kadrolar ardı ardına patlarken en tuhafı belki de Maradona'dan geldi.Cassano, Ronaldinho gibilerin takım oyununu bozabileceği, R.Van Nistelrooy, Totti'nin de artık eski fizik gücünde olmadığı bahanesi gelebilir teknik direktörlerinden.Ama Zanetti ve Cambiasso gibi sorunsuz, fit, sezonda en az 50 maç oynayan mevkisinin en iyilerinden olan oyuncuları almamanın açıklaması ancak saçmalık olur.Diego'nun özrü de kabahatinden büyük.Kadroya alamadığı oyuncular içinde bir tek Gago'ya üzüldüğünü çünkü onun kendi çocuklarından biri gibi (ne demekse) olduğunu söyledi.Yoksa Diego sezonu üç kupayla tamamlaması muhtemel bu adamların üstüne bi de Dünya Kupasını alıp efsaneleşmesini istemedi mi diye geliyo insanın aklına ister istemez.